Proceedings

Kur'an'da Toplumsal Referanslar Kur'an'da Toplumsal Referanslar

Mehmet Mehmet Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi Author

Abstract

Yüce Kur’an, fert ve toplum düzeyinde insanlara yol gösterici nitelikte hükümler ihtiva etmektedir. Kur’an’a göre insan fert olarak yaratılmış olsa da onun fıtratında, ferdiyetini aşan, kainatı ve insanlığı kuşatıcı nitelikte özellikler bulunmaktadır.
Yaratılış özelliklerinden kısaca söz etmek gerekirse her şeyden önce insan kelimesinin kökeninde “ünsiyet” yani “bir arada yaşama, birlikte hareket etme vb.” manaları bulunmaktadır. İnsanların bir diğer özelliği de onların erkek ve kadın olmak üzere çift olarak yaratılmış olmalarıdır. Bu nitelikte yaratılmış olan insanlar eş, çocuk, aile, akraba, kabile, toplum, ümmet gibi çeşitli boyutlarda küçükten büyüğe doğru birbirini kuşatan bir toplumsal yapı içinde yaşamlarını sürdürürler. İnsanlığa topyekûn yol göstermeyi amaçlayan Kur’an-ı Kerim’de onların bir arada yaşama durumlarına işaret eden kavramların çok sık kullanıldığı görülmektedir. Tebliğde söz konusu kavramlar ve bunların insan ve toplum hayatındaki önemi hakkında bilgiler verilecektir.
Diğer taraftan Kur’an’ın din anlayışında toplumun huzur ve mutluluğu önemli bir yer tutmaktadır. Bu bakımdan Kur’an’da peygamberler sadece Allah’ın mesajlarını insanlara ulaştıran kişiler olmayıp, bununla birlikte onlara dinî ve toplumsal değerler açısından örnek olan, onlara üstün değerleri öğreten kişilerdir.
Peygamberlerin öğrettiği değerleri benimseyip onları hayata geçiren kişilerden oluşan toplum, Kur’an’da “ümmet” olarak kavramlaştırılır.
Kur’an-ı Kerim’in bir diğer özelliği, çeşitli toplumlarda kabul görmüş ortak değerleri -tevhit ilkesiyle çelişmemesi kaydıylaolumlu değerler olarak kabul etmiş olmasıdır. Kur’an’da bu değerler, “örf”, “maruf” vb. kavramlarla ifade edilmiş ve pek çok yerde bunların önemine dikkat çekilmiştir. Bu değerlerin dışlanması bir yana onlardan olabildiğince istifade edilmesi gerektiği Kur’an’da vurgulanmıştır. Kur’an-ı Kerim’in böylesi değerlere olumlu bakması, onun toplumun huzurunu ve mutluluğunu önceleyen bir tasavvura sahip olmasından kaynaklanmaktadır.
Ancak Kur’an-ı Kerim’de gösterilen ve tavsiye edilen ideal hedeflere rağmen insanlık tarihinde toplumların farklı inançlara sahip olduğu gerçeği de Kur’an’da inkar edilmez. Hatta başlangıçta tevhit inancına sahip iken sonradan bundan sapan “Ehl-i Kitap” gibi büyük dinî grupların varlığı bir vakıa kabul edilir. Bu toplulukların inanma ve yaşama haklarına ilişkin herhangi bir olumsuz yargıya Kur’an’da rastlanmaz. Böylece farklı inançlara sahip toplumların yaşama haklarının Kur’an’da teminat altına alındığı görülür.
Tebliğde İslam Medeniyetinde birlikte yaşama tecrübesinin yukarıda sözü edilen Kur’an’daki referanslarına yer verilecektir. Bu referansların İslam Medeniyetine nasıl ilham verdiği ortaya konulacaktır.
Tebliğ hazırlanırken Kur’an-ı Kerim’deki ilgili ayetler bir bütünlük içinde ele alınarak değerlendirmeler yapılacak ve sonuca gidilecektir. İlgili ayetlerin değerlendirmesinde başlangıçtan günümüze yazılmış olan farklı ekollere ve farklı yöntemlere sahip pek çok tefsir kaynağı ele alınıp incelenecektir.
Yüce Kur’an, fert ve toplum düzeyinde insanlara yol gösterici nitelikte hükümler ihtiva etmektedir. Kur’an’a göre insan fert olarak yaratılmış olsa da onun fıtratında, ferdiyetini aşan, kainatı ve insanlığı kuşatıcı nitelikte özellikler bulunmaktadır.
Yaratılış özelliklerinden kısaca söz etmek gerekirse her şeyden önce insan kelimesinin kökeninde “ünsiyet” yani “bir arada yaşama, birlikte hareket etme vb.” manaları bulunmaktadır. İnsanların bir diğer özelliği de onların erkek ve kadın olmak üzere çift olarak yaratılmış olmalarıdır. Bu nitelikte yaratılmış olan insanlar eş, çocuk, aile, akraba, kabile, toplum, ümmet gibi çeşitli boyutlarda küçükten büyüğe doğru birbirini kuşatan bir toplumsal yapı içinde yaşamlarını sürdürürler. İnsanlığa topyekûn yol göstermeyi amaçlayan Kur’an-ı Kerim’de onların bir arada yaşama durumlarına işaret eden kavramların çok sık kullanıldığı görülmektedir. Tebliğde söz konusu kavramlar ve bunların insan ve toplum hayatındaki önemi hakkında bilgiler verilecektir.
Diğer taraftan Kur’an’ın din anlayışında toplumun huzur ve mutluluğu önemli bir yer tutmaktadır. Bu bakımdan Kur’an’da peygamberler sadece Allah’ın mesajlarını insanlara ulaştıran kişiler olmayıp, bununla birlikte onlara dinî ve toplumsal değerler açısından örnek olan, onlara üstün değerleri öğreten kişilerdir.
Peygamberlerin öğrettiği değerleri benimseyip onları hayata geçiren kişilerden oluşan toplum, Kur’an’da “ümmet” olarak kavramlaştırılır.
Kur’an-ı Kerim’in bir diğer özelliği, çeşitli toplumlarda kabul görmüş ortak değerleri -tevhit ilkesiyle çelişmemesi kaydıylaolumlu değerler olarak kabul etmiş olmasıdır. Kur’an’da bu değerler, “örf”, “maruf” vb. kavramlarla ifade edilmiş ve pek çok yerde bunların önemine dikkat çekilmiştir. Bu değerlerin dışlanması bir yana onlardan olabildiğince istifade edilmesi gerektiği Kur’an’da vurgulanmıştır. Kur’an-ı Kerim’in böylesi değerlere olumlu bakması, onun toplumun huzurunu ve mutluluğunu önceleyen bir tasavvura sahip olmasından kaynaklanmaktadır.
Ancak Kur’an-ı Kerim’de gösterilen ve tavsiye edilen ideal hedeflere rağmen insanlık tarihinde toplumların farklı inançlara sahip olduğu gerçeği de Kur’an’da inkar edilmez. Hatta başlangıçta tevhit inancına sahip iken sonradan bundan sapan “Ehl-i Kitap” gibi büyük dinî grupların varlığı bir vakıa kabul edilir. Bu toplulukların inanma ve yaşama haklarına ilişkin herhangi bir olumsuz yargıya Kur’an’da rastlanmaz. Böylece farklı inançlara sahip toplumların yaşama haklarının Kur’an’da teminat altına alındığı görülür.
Tebliğde İslam Medeniyetinde birlikte yaşama tecrübesinin yukarıda sözü edilen Kur’an’daki referanslarına yer verilecektir. Bu referansların İslam Medeniyetine nasıl ilham verdiği ortaya konulacaktır.
Tebliğ hazırlanırken Kur’an-ı Kerim’deki ilgili ayetler bir bütünlük içinde ele alınarak değerlendirmeler yapılacak ve sonuca gidilecektir. İlgili ayetlerin değerlendirmesinde başlangıçtan günümüze yazılmış olan farklı ekollere ve farklı yöntemlere sahip pek çok tefsir kaynağı ele alınıp incelenecektir.