Proceedings

Somali'de Birlikte Yaşamanın Önündeki Engeller Somali'de Birlikte Yaşamanın Önündeki Engeller

Rıfat Rıfat Kütahya Dumlupınar Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Author

Abstract

Somali, Osmanlı Devleti’nin Afrika üzerindeki etkisinin azalması ve Avrupa devletlerinin Doğu Afrika’ya olan ilgisine bağlı olarak zaman içerisinde İtalya ve İngiltere’nin hâkimiyeti altına girmiştir. İşgal sonrası 20. yüzyılın ortalarına kadar Somali’de işgalden kurtulma çabaları görülmektedir. Bu hedefine ulaşma yolunda ikinci dünya savaşı sonrası toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile oldukça yaklaşmıştır. 1950 yılında toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Libya gibi Afrika devletlerinin bağımsızlığı kararlaştırılmış, Somali’nin ise 10 yıl sonra bağımsız bir devlet olması planlanmıştır. Ülkenin devletleşme sürecini takip etmesi için İtalya, Mısır ve Kolombiya devletleri görevlendirilmiştir. Sonuçta Somali, 1960 yılında İngiliz ve İtalya Somalisinin birleşmesiyle bağımsız bir devlet olarak uluslararası alandaki yerini almıştır. 1969 yılına kadar devletleşme sürecini tamamlamaya çalışan ülkeye 1960 yılında Siyad Barre Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. 1969-1990 yılları arasında devam eden Siyad Barre dönemi ülkenin politik, ekonomik ve sosyal alanda belirgin olarak gelişmelerin olduğubir zaman dilimidir. 1990 yılında Siyad Barre’nin ülkeyi terk etmesinin ardından Somali’de oluşturulmuş olan siyasi birliktelik ortadan kalkmış, kabileciliğin ön olana çıktığı, iç ve dış çatışmaların devam ettiği, göçlerin meydana geldiği bir dönem yaşanmaya başlamıştır. 1990 yılından günümüze Somaliler arasında birlikte yaşama kültürü oluşturulamamıştır. Bu durum araştırıldığında siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerin yanında dini sebeplerin de etkisi görülmektedir. 1990 sonrası oluşan otorite boşluğunda dini-politik unsurların ülkede hâkim olmaya başladığı, bunların din anlayışları ile sahadaki uygulamalarının birlik ve beraberliği sağlamak yerine yok ettiği müşahede edilmektedir.
Bu tebliğde devletleşme sürecinden günümüze Somali’deki Selefiyye el-Cedîde, İslam Mahkemeler Birliği, eş-Şebâb, elKâide gibi dini-politik hareketler özelinde mezhebî taassup, tahakküm, ötekileştirme, dışlama, tekfir, şiddet gibi birlikte yaşamanın önündeki engellerin örneklerle tespiti amaçlanmıştır. Bu çerçevede önyargıdan uzak anlayıcı-yorumlayıcı bir yaklaşım ile tasviri metotla konu ele alınmıştır. Çalışmanın sonunda Somali özelinde Müslümanların birlik ve beraberliğine engel olan ve yok eden unsurların tespitiyle farkındalık oluşmasına veya var olan farkındalığın güçlenmesine katkı sağlanacağı düşünülmektedir.
Somali’deki siyasi durumun istikrarlı olmaması, güvenlik eksikliği gibi sebeplerle mevcut durumu yerinde görmek mümkün olamamaktadır. Bu nedenle Somali ile ilgili çalışmalar ve kaynaklar sınırlı olup tebliğde yazılı, sözlü, görsel ve internet, video gibi elektronik kaynaklardan yararlanılmıştır.
Somali, Osmanlı Devleti’nin Afrika üzerindeki etkisinin azalması ve Avrupa devletlerinin Doğu Afrika’ya olan ilgisine bağlı olarak zaman içerisinde İtalya ve İngiltere’nin hâkimiyeti altına girmiştir. İşgal sonrası 20. yüzyılın ortalarına kadar Somali’de işgalden kurtulma çabaları görülmektedir. Bu hedefine ulaşma yolunda ikinci dünya savaşı sonrası toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararı ile oldukça yaklaşmıştır. 1950 yılında toplanan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Libya gibi Afrika devletlerinin bağımsızlığı kararlaştırılmış, Somali’nin ise 10 yıl sonra bağımsız bir devlet olması planlanmıştır. Ülkenin devletleşme sürecini takip etmesi için İtalya, Mısır ve Kolombiya devletleri görevlendirilmiştir. Sonuçta Somali, 1960 yılında İngiliz ve İtalya Somalisinin birleşmesiyle bağımsız bir devlet olarak uluslararası alandaki yerini almıştır. 1969 yılına kadar devletleşme sürecini tamamlamaya çalışan ülkeye 1960 yılında Siyad Barre Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. 1969-1990 yılları arasında devam eden Siyad Barre dönemi ülkenin politik, ekonomik ve sosyal alanda belirgin olarak gelişmelerin olduğubir zaman dilimidir. 1990 yılında Siyad Barre’nin ülkeyi terk etmesinin ardından Somali’de oluşturulmuş olan siyasi birliktelik ortadan kalkmış, kabileciliğin ön olana çıktığı, iç ve dış çatışmaların devam ettiği, göçlerin meydana geldiği bir dönem yaşanmaya başlamıştır. 1990 yılından günümüze Somaliler arasında birlikte yaşama kültürü oluşturulamamıştır. Bu durum araştırıldığında siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel faktörlerin yanında dini sebeplerin de etkisi görülmektedir. 1990 sonrası oluşan otorite boşluğunda dini-politik unsurların ülkede hâkim olmaya başladığı, bunların din anlayışları ile sahadaki uygulamalarının birlik ve beraberliği sağlamak yerine yok ettiği müşahede edilmektedir.
Bu tebliğde devletleşme sürecinden günümüze Somali’deki Selefiyye el-Cedîde, İslam Mahkemeler Birliği, eş-Şebâb, elKâide gibi dini-politik hareketler özelinde mezhebî taassup, tahakküm, ötekileştirme, dışlama, tekfir, şiddet gibi birlikte yaşamanın önündeki engellerin örneklerle tespiti amaçlanmıştır. Bu çerçevede önyargıdan uzak anlayıcı-yorumlayıcı bir yaklaşım ile tasviri metotla konu ele alınmıştır. Çalışmanın sonunda Somali özelinde Müslümanların birlik ve beraberliğine engel olan ve yok eden unsurların tespitiyle farkındalık oluşmasına veya var olan farkındalığın güçlenmesine katkı sağlanacağı düşünülmektedir.
Somali’deki siyasi durumun istikrarlı olmaması, güvenlik eksikliği gibi sebeplerle mevcut durumu yerinde görmek mümkün olamamaktadır. Bu nedenle Somali ile ilgili çalışmalar ve kaynaklar sınırlı olup tebliğde yazılı, sözlü, görsel ve internet, video gibi elektronik kaynaklardan yararlanılmıştır.